İki ya da daha fazla kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla oluşturdukları hukuki işleme sözleşme denir. Sözleşmenin kurulabilmesi için en az iki irade beyanına ihtiyaç vardır ve bu irade beyanları birbirine uygun olması gerekir. Ancak sözleşme kurulsa bile bazı hallerde geçerli olmayabilir. Geçersiz bir sözleşme ya hiçbir şekilde hüküm ve sonuç doğurmaz ya da taraf iradeleriyle ortadan kaldırılabilir. Bir sözleşme hiç kurulmamışsa yokluktan , kurulmuş ancak hüküm ve sonuç doğurmuyor ya da sonradan ortadan kaldırılabiliyorsa geçersizlik veya hükümsüzlükten söz edilir.
- Sözleşmenin kurucu unsurlarından birinin eksik olması durumunda hukuki işlem de yok sonucunu doğurur.
- Sözleşmenim etkinlik unsurlarından birinin eksik olması o sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmasına engel olur.
- Sözleşmelerin şekil eksikliği geçersizlik sonucunu doğurur.
İRADE İLE BEYAN ARASINDA UYGUNSUZLUK BULUNMASI
- LATİFE (ŞAKA) BEYANI
- Bu durumda beyanda buluna kişi beyanıyla ciddi değildir. Burada beyan sahibi irade ile beyan arasında bilerek, isteyerek bir uygunsuzluk oluşturur. Bu uygunsuzluk tek taraflıdır. Bu durumda muhatap bu beyanın şaka olduğunu biliyor ya da bilmesi gerekiyorsa sözleşme kurulmaz.
2) ZİHNİ KAYIT
- Beyan sahibi gerçek iradesini saklı tutarak iradesi ve beyanı arasında bir uygunsuzluk meydana getirir. Bu durumda beyan sahibi beyanıyla bağlıdır, hukuki işlem geçerli olur. Bu durumda beyan sahibi hata hükümlerine dayanarak sözleşmeyi iptal edemez.
3) MUVAZA
- Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak gayesiyle, gerçek iradelerine uygun olmayan ve hukuki sonuç doğurmasını istemedikleri bir görüş meydana getirme hususunda anlaşmalarıdır.
Muvazaada irade ile beyan arasındaki uygunsuzluk iki taraflıdır. Muvazaalı işlemlerde iki tane hukuki işlem söz konusudur: yapmak istedikleri fakat üçüncü kişilerden gizledikleri işleme gizli işlem denir. Diğeri ise üçüncü kişileri aldatmak maksadıyla yapıyormuş gibi göründükleri işlem olan görünürdeki işlemdir.
MUVAZALI İŞLEMİN HÜKÜM VE SONUÇLARI
- Mutlak muvazaa: taraflar arasında hiçbir hukuki işlem yapmak istemektedirler. Sadece üçüncü kişileri aldatmak amacıyla hukuki işlemi yapıyormuş gibi görünürler.
- Nispi muvazaa: Taraflar aslında bir hukuki işlem yapmak istemekte fakat bu işlemin üçüncü kişiler tarafından farklı bir şekilde anlaşılmasını istemektedirler.
- Mutlak muvazaa halinde buradaki işlem geçersizdir.
- Nispi muvazaa halinde ise tarafların bu işlemi üçüncü kişilerden gizlemiş olmaları tek başına bir geçersizlik sebebi değildir. Görünürdeki işlem muvazaa nedeniyle geçersizdir. Gerçek işlemse kanundaki şekil şartına uyduğu ölçüde geçerlidir.
4) HATA
İrade ile beyan arasında bilmeden, istemeden uygunsuzluk oluşmasıdır. Hata, gerçek hakkında bilgi sahibi olmamak ya da yanlış bilgi sahibi olmak şeklinde ifade edilebilir.
- TBK 36/2’de ‘Taraflardan biri diğerinin aldatması sonucu sözleşme yapmışsa yanılması esaslı olmasa bile sözleşmeye bağlı değildir. ‘
A) HATANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI
- Hata halinde hukuki işlem kurulmuş ve geçerli bir biçimde hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlamıştır. Buradaki geçerlilik askıda geçerliliktir. Eğer hata esaslı ise hataya düşen kişi sözleşmeyi iptal edebilir. İptal hakkı hataya düşen kişinin hatayı öğrendiği tarihten itibaren bir yıldır.
Bir yanıt yazın