TUTUKLAMA

Yayınlarımız

Tarafından gönderildi: Özdoğan Hukuk Yorumlar: 0 22

TUTUKLAMA (CMK m.100-108)

 

Tutuklama, suçlu olduğu konusunda henüz kesin hüküm bulunmayan, ancak kuvvetli suç şüphesi bulunan kişinin özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Diğer koruma tedbirleri gibi geçici bir tedbirdir.

Tutuklama, ihtiyari bir koruma tedbiridir. İki maddi koşulu vardır:

  1. Kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller
  2. Kanunda sayılan tutuklama nedenlerinden birisinin varlığı (CMK m.100/2)
  • Şüphelinin/sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı
  • Şüphelinin/sanığın davranışlarıyla delilleri yok edeceğine, gizleyeceğine, değiştireceğine dair kuvvetli şüphe bulunması
  • Şüphelinin/sanığın davranışlarıyla tanık, mağdur ve başkaları üzerinde baskı girişiminde bulunacağına dair kuvvetli şüphe bulunması

Kanunda sayılan suçlardan (CMK m.100/3) dolayı tutuklama kararı verilebilmesi için CMK m.100/2’de sayılan tutuklama sebeplerinin varlığı aranmaz. Bu suçların işlendiğine dair kuvvetli deliller bulunması halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir. Her ne kadar “var sayılabilir” ifadesi ile hâkimin takdir yetkisi gündeme getirilmiş olsa da uygulamada, katalog suçlardan birinin varlığı halinde sıklıkla tutuklama kararı verilmektedir.

ŞARTLARI

  1. Tutuklama yasağı olmamalı: Hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama yasağı vardır. (Adli para cezasını gerektiren veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariçtir.)
  2. Varsa muhakeme şartı gerçekleşmeli
  3. Sanığa güvence belgesi verilmemiş olmalı
  4. Tutuklama orantılı olmalı
  5. Hâkim veya mahkeme kararı bulunmalı: Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi karar verir. Eğer gecikmesinde sakınca varsa, sulh ceza hâkimi de re’sen tutuklama kararı verebilir.
  • Yetkili sulh ceza hâkimi, tutuklama talebini yerinde görürse sorgudan sonra tutuklama kararı verir. Eğer yerinde görmezse, şüphelinin derhal salıverilmesine karar verir.
  • Tutuklama talebinin reddedildiği hallerde ret kararına karşı C. savcısı itiraz edebilir. Bu durumda ret kararını veren makam, ya tutuklama kararı verir ya da itirazı yerinde görmeyip en çok üç gün içinde dosyayı itiraz merciine gönderir.

Kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına, C. savcısının istemi üzerine veya re’sen yetkili ve görevli mahkemece karar verilir.

Tutuklama kararları mutlaka gerekçeli yazılmalıdır.

“Mansur/Türkiye davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, tutukluluk gerekçesinin “yerinde ve yeterli olması gerektiğini vurgulamaktadır. Mahkeme’ye göre, olayda tutukluluk halinin devamı sorunu dokuz kez incelenmiştir. Bunlarda genellikle “suçun niteliği ve delillerin durumu”na dayanılmış ve üç kez de hiçbir gerekçe gösterilmemiştir. Ancak, “delillerin durumu” ifadesi suçluluğa ilişkin ciddi belirtilerin var olduğu ve devam ettiği şeklinde anlaşılabilirse de, bu davada tutukluluğun devamını haklı göstermeye tek başına yeterli olmamıştır. Öte yandan, kaçma tehlikesi de sadece suç için öngörülen cezanın ağırlığı dikkate alınarak değil, başka unsurlara dayanılarak değerlendirilmelidir. Sonuçta mahkeme AİHS m.5/3’ün ihlal edildiğine karar vermiştir.”

Şüpheli veya sanığın yokluğunda tutuklama kararı verilemez. Bu kuralın üç tane istisnası vardır:

  1. Yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında tutuklama kararı verilmesi
  2. savcısının tutuklama talebinin reddine itiraz etmesiyle aynı makamın tutuklama kararı vermesi
  3. savcısının itirazı yerinde görülmezse itiraz merciine gönderildiğinde itiraz merciin tutuklama kararı vermesi

Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, hâkimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir. (CMK m.107)

Tutukluluk Süresi: Asliye cezanın kapsamına giren suçlarda tutukluluk süresi en çok 1 yıldır. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süreler zorunlu hallerde gerekçesi ile uzatılabilir.

Tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında adli kontrole ilişkin hükümler uygulanır.

Tutuklama İlişkin Kararlara Karşı Kanun Yolu: Tutuklama kararına, tutukluluğun devamına, tutukluluğun kaldırılmasına veya tutuklama yerine adli kontrol uygulanmasına ilişkin kararlara karşı itiraz edilebilir. İtiraz, ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde yapılır.

Tutukluluğun Denetlenmesi

  1. savcısı, soruşturma evresinde tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re’sen serbest bırakır.

Tutuklama kararları kural olarak en çok otuz gün hüküm ifade eder.

  • Soruşturma evresinde en geç otuz günün sonunda C. savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından tutukluluğun devamı konusunda karar verilmelidir. Şüpheli ve/veya müdafi de bu istemde bulunabilir. Kanuna uygun olarak tutuklandığı halde en geç otuz gün içinde yargılama mercii önüne çıkarılmayan tutuklu, zararının tazminini devletten isteyebilir. Soruşturmanın sonunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirse şüpheli serbest kalır.
  • Kovuşturma evresinde tutukluluk halinin devam edip etmeyeceğine mahkemece karar verilir. Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da en geç otuzar günlük süreler içinde de re’sen karar verir. (CMK m.108/3)
  • Soruşturma evresinde C. savcısı tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re’sen serbest bırakır. Şüpheli ve/veya müdafi ise, salıverilmeyi sulh ceza hâkiminden talep eder.
  • Kovuşturma evresinde C. savcısı veya sanık veya müdafi tarafından tahliye talebinde bulunulabilir.

Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi

Sanığın tutukevine kabul edilmesi için hâkim veya mahkeme tarafından verilmiş bir tutuklama kararı bulunmalıdır. İstisnai nitelikte olan gıyabi tutuklama kararlarının yerine getirilmesi kolluk eliyle olmalıdır.

Hakkında tutuklama kararı verilen kişinin suçu işlediğine dair henüz bir hüküm olmadığı için tutuklamanın infazı cezanın infazından farklı olmaktadır. Bu yüzden tutuklanan kişi, tutukevinde hükümlülerden ayrı bir yerde bulunması gerekir.

Tutuklu, istediği müdafii seçme hakkına sahiptir. Tutuklu ile müdafiin yazışmaları denetlenemez ve vekâletname şartı aranmaksızın müdafi ile her zaman ve başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir.

Tutuklu Olarak Geçirilen Sürenin Mahkûmiyetten İndirilmesi

Kişinin özgürlüğünün fiilen kısıtlandığı tarihten hükmün kesinleşmesi arasında geçen süre tutukluluk süresidir. Kişi, tutuklama kararı verilmesine sebep olan suçtan beraat ederse, tutuklandığı süre için tazminat isteme hakkına sahiptir. Fakat eğer hakkında mahkûmiyet kararı verilirse, bu süre mahkûmiyet süresinden düşülür. Fakat özgürlüğün kısıtlandığı suç ile mahkûmiyet hükmü kurulan suçun aynı suç olması şartı yoktur.

ADLİ KONTROL

Adli kontrol tedbiri, tutuklamanın bir alternatifi olarak değerlendirilmektedir. Bu tedbirin uygulanabilmesi için gereken tek şart tutuklamanın şartlarının gerçekleşmiş olmasıdır. Fakat tutuklama yasağının olduğu durumlarda da adli kontrol tedbirinin uygulanması mümkündür.

Soruşturma evresinde C. savcısı, tutuklama talebinde bulunurken adli kontrol tedbirinin neden yetersiz kalacağını da açıklar. Fakat tutuklama talebi adli kontrol talebini de kapsamaktadır. Bu yüzden sulh ceza hâkimi;  c. savcısının tutuklama talep ettiği hallerde tutuklamaya karar verebileceği gibi, adli kontrol tedbirinin uygulanmasına da karar verebilir. Ayrıca c. savcısı tutuklama talebinde bulunmadan doğrudan adli kontrol isteminde de bulunabilir. Kovuşturma evresinde adli kontrol tedbirine mahkeme karar verir. Sanık ve/veya müdafiin de iki evrede de her zaman adli kontrol isteminde bulunma hakkı vardır.

Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir. (CMK m.110/2)

Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. (CMK m.112)

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir